UNESCO, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün kısaltmasıdır. 1945 yılında kurulmuş olan bu örgüt, uluslararası düzeyde kültürel ve doğal mirasın korunması, eğitim, bilim ve iletişim alanlarında çalışmalar yürütmektedir.
UNESCO’nun temel amacı, dünya genelindeki kültürel ve doğal mirasın korunmasını sağlamak ve bu mirasın gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktır. Bu çerçevede dünya genelinde birçok kültürel ve doğal alanı Dünya Mirası Listesi’ne dahil etmektedir.
UNESCO ayrıca, eğitim ve bilim alanlarında da faaliyet göstermektedir. Dünya genelinde eğitim kalitesini artırmak, bilimsel çalışmaları teşvik etmek ve bilgi paylaşımını desteklemek amacıyla birçok program yürütmektedir.
Dünya Mirası nedir?
Dünya Mirası, UNESCO’nun koruma altına aldığı kültürel ve doğal alanları ifade eder. Bu alanlar, dünya çapında benzersiz bir değere sahip olan ve insanlık için önemli olan tarihi, kültürel veya doğal miras öğelerini içerir. Dünya Mirası, insanlığın ortak mirası olarak kabul edilir ve korunması gereken önemli bir değere sahiptir.
UNESCO, Dünya Mirası’nı koruma altına almak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla 1972 yılında Dünya Mirası Sözleşmesi’ni kabul etmiştir. Bu sözleşme kapsamında dünya genelinde Dünya Mirası Listesi oluşturulmuş ve bu listedeki alanlar, uluslararası koruma altına alınmıştır.
Dünya Mirası kapsamına giren alanlar, kültürel mirasın yanı sıra doğal miras öğelerini de içerir. Bunlar, dünya üzerindeki eşsiz ekosistemler, biyoçeşitlilik alanları, jeolojik oluşumlar gibi alanları kapsar. Dünya Mirası’nın korunması, bu alanların sürdürülebilir bir şekilde korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için önemlidir.
Kültürel Mirasın Korunması
Kültürel mirasın korunması, bir toplumun geçmişten gelen kültürel değerlerini, geleneklerini ve mirasını gelecek nesillere aktarma ve koruma sürecidir. Bu süreç, insanlığın ortak mirasını korumayı ve gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlar. Kültürel mirasın korunması, değişen dünya şartlarında yok olmaya yüz tutmuş kültürel değerlerin, mirasın ve tarihi eserlerin korunması için çeşitli kurumların, uluslararası anlaşmaların ve yasaların yardımıyla gerçekleştirilir.
Kültürel mirasın korunması aynı zamanda toplumun kimliğinin, değerlerinin ve özgünlüğünün korunmasını sağlar. Bu sayede kültürel çeşitlilik ve kültürel mirasın zenginliği gelecek kuşaklar için güvence altına alınmış olur. Kültürel mirasın korunması, tarihi binaların restore edilmesi, geleneksel el sanatlarının sürdürülmesi, folklorik etkinliklerin canlandırılması gibi çeşitli faaliyetleri kapsar.
Türkiye, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla dikkat çeken bir ülkedir. Ülkemizde çeşitli tarihi eserler, müzeler, ören yerleri ve geleneksel el sanatları bulunmaktadır. Bu değerlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için Kültür ve Turizm Bakanlığı, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kurumlar iş birliği içinde çalışmalar yürütmektedir. Kültürel mirasın korunması, Türkiye’nin uluslararası alanda tanıtımı ve kültürel zenginliğin korunması adına büyük önem taşımaktadır.
Doğal Mirasın Korunması
Doğal Mirasın Korunması
Doğal Mirasın Korunması, dünya üzerindeki eşsiz ve önemli doğal alanların korunmasını ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını hedefler. Bu kapsamda, UNESCO tarafından belirlenen Dünya Mirası Listesi’nde yer alan doğal alanlar, dünyanın her yerindeki insanların bu önemli ekosistemleri korumak ve korumaya katkıda bulunmak için daha fazla bilgi edinmesine imkan sağlar.
UNESCO’nun doğal mirası koruma programları, bölgesel ve ulusal kuruluşlarla işbirliği yaparak, biyolojik çeşitliliği korumak, ekosistemleri yeniden canlandırmak, su kaynaklarını korumak ve iklim değişikliği gibi tehditlere karşı önlemler almak gibi çeşitli amaçları içerir. Ayrıca, UNESCO’nun doğal miras alanlarının sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi ve halkın bu alanlara uyum sağlaması için yaptığı çalışmalar da oldukça önemlidir.
Doğal mirasın korunması, sadece bugünkü nesilleri değil, gelecek nesilleri de düşünmek anlamına gelir. Bu nedenle, dünyanın dört bir yanındaki doğal miras alanlarının korunmasına ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesine önem verilmesi gerekmektedir. Doğal mirasın korunması, insanların doğayla uyumlu bir şekilde yaşaması ve ekosistemlerin dengesini koruması için hayati bir öneme sahiptir.
Türkiye’deki UNESCO Dünya Mirası Alanları
UNESCO Dünya Mirasını Koruma Anlaşması, 1972 yılında kabul edilmiştir ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan alanların korunmasını ve bylelikle insanlığın ortak mirasının gelecek nesillere aktarılmasını amaçlamaktadır. Türkiye, bu anlaşmayı 1983 yılında kabul etmiş ve o zamandan beri birçok kültürel ve doğal alanını UNESCO‘nun koruma altında aldı.
Türkiye’deki UNESCO Dünya Mirası alanları arasında Kapadokya, Pamukkale, Troya Antik Kenti, Efes Antik Kenti, Diyarbakır Sur İçi Yerleşimi ve Göreme Milli Parkı gibi birçok tarihi ve doğal alan bulunmaktadır. Bu alanlar, dünya mirasını koruma anlaşmaları kapsamında özel bir koruma altına alınmış ve ziyaretçilere açılmıştır.
Her biri benzersiz tarih ve doğal güzelliklere sahip olan bu UNESCO Dünya Mirası alanları, Türkiye’nin kültürel ve doğal zenginliklerinin önemli birer temsilcisidir. Bu alanların korunması ve gelecek nesillere aktarılması, ülke turizmi ve tarih bilinci açısından da son derece önemlidir.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik politikası